8 Nisan 2013 Pazartesi

karalamalar 5

kendimi resmen öğretmen ilan edebilirim artık. faranjit olmuşum :) kalbim boynumda atıyor sanıyorum şu an. iki gün konuşma istirahati verdiler.

dolayısıyla hastaneye gitmiş oldum. her ne kadar teyzemin rahatsızlığı sebebiyle sık sık hastanelere gitsem de bu seferkinde refakatçi rolünden çıkıp hasta psikolojisiyle gözlem yaptım.

üniversitedeyken de sık sık hastaneye gider acil girişinde bekler. hastaları izlerdim. tepkileri. gilbert hastalığı teşhisi konulmazdan evvel sürekli olarak hastaneye gidiyordum. sonra alışkanlık yaptı sanırım :)

dün akşam da hastanedeydim. ders çıkışı konuşamayacak kadar öksürünce gidelim dedik ve nur topu gibi faranjitimizle geri döndük. kan tahlillerini beklerken bir kadının bağırışıyla boğazımı unutup o yöne gittim. üniversite öğrencisi,  adı fikret miş. kalp krizi dediler. benden küçüktür muhtemelen. kız arkadaşıydı sanırım bağıran kadın. hayat doluydun neden gittin muhabbetleri

aşırı hastaneye gidince bu tip vakalar önemini yitirdi gözümde. bir de doğudaki ağıtların yanında hanım kızımızın bağırışları telefonların tek bip özelliği gibiydi.

hemen hemen aynı sırada. birkaç olay birden gelişti. arkamdan koşturan hemşire ve sağlık görevlisi beni sedyeye yatırmak için geliyorlar. eş zamanlı olarak  intihara meyilli yanım güzellik uykusundan uyanıp şöyle saçlarını salladı bir.- bunu günde üç beş kere yapar adeti-

hemşireler kan sayımındaki bilirubin   yüksekliğinden beni sarılık zannetmişler. hemen yatış yapmamız gerekli dediler. halbuki benim kan sayımım hep öyle :) 

içimdeki güzelliği ile beni mest eden intihar canavarı yine aynı teranneyi okuyordu ama boşta bulunup kulak verdim o karmaşa da gecem zehir oldu melankolik olarak takıldım bütün gece.

ben azraille tanışmayı bu kadar isterken gencecik insanlara konuk olması çok ağırıma gitti açıkçası. evet bol intihar geçmişine sahibim. psikiyatristim bıkmadan her ay telefon açar yaşıyor musun diye. maalesef cevabıyla gülüşürüz.

her şeye direnmek bu kadar zorken. bazı toplum kurallarına, isteklere, çoğu değere, öğrencilerin ailelerine direnmek gerekirken çokça olguya bir de kör olmayasıca  küresel ısınma ortamında kutup ayısı olasıca intihar meylime direnmek işleri daha da bir girift hale getiriyor.

denemem o ki eğer bir kere intiharı denerseniz ikincisini yapmak çok daha kolay lütfen ilkini yapmayın sonra uyuşturucu gibi hayat tünelinde sürekli yangın çıkışı arar durursunuz. üç olan enerjinizin birini bu kuralsız çıkışı kullanmama adına heba edersiniz. gereksiz hele hele toplumun eşcinsellere - belirli kıstaslar dahilinde- bu kadar ihtiyacı varken

görüşmek üzere efendim



6 yorum:

  1. doğu-batı ayrımı yapman hiç hoş değil. hele böyle can yakan bir konuda. herkesin acısı kendine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu ayrım biz istesek de var istemesek de maalesef çünkü kültür farklı depresif ya da en azından benim gözlemlerim bu yönde hayatımın 4 senesini iç Anadolu da 6 senesini de güneydoğu Anadolu da geçirdim. derin kültür farklılıkları gördüm.

      burada üzerinde durduğum şey canın yanmasına etken olan değil verilen tepkilerin farklılığı ki bu bile bir ayrıma gidilmesini mümkün kılar

      ayrıca ölüm olgusunun bendeki tezahürleri çok daha farklıdır. epikouros gibi ölümü terhis olarak görüyorum. dolayısıyla can yakan bir olgu gibi gelmiyor bana ondansa bir kemoterapi koğuşu daha kutsaldır benim için hala dünyadalar hala acı içindeler gülmeyi unuturum orada hatta bir kaç gün hatırlayamam bile her hamlesinde yüz kaslarımın dökülmüş saçlar bitkin mor halkalı gözler gelir.

      bunlar benim düşüncem katılmayabilirsiniz.

      Sil
  2. Önce geçmiş olsun dileklerimi ileteyim.
    Gilbert hastalığını da verdiğiniz linkten inceledim. Sürekli bununla yaşamak zorunda olduğunuza göre üzülmemeniz lazım.
    İntiharı kafanızdan çıkarsanız nasıl olur? Siz de farkındasınız aslında. Umarım doktorunuzla daha çok şakalaşırsınız:)
    Hayat bu...nerden baktığınıza bağlı...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim
      gilbert sendromu çok kafa yorucu bir rahatsızlık değil aslında sadece strese aşırı maruz kalınmamalı diğer etkileri halsizlik vs geçiştirilebilir. fakat stres çok büyük bir problem gilbert için annanem gilbert sendromuydu ve aşırı stres durumunda epilepsi krizleri geçitriyordu. epilepsi olmamasına rağmen

      inanın her gün atmaya çalışıyorum. sonuçta fransa da soğan çorbası çinde suşi özbekistanda özbek plavı yiyip üstüne Etiyopya da kahve içicem :) hayatla alıp veremediği yok ama gelin bu uzun saçlı canavara anlatın bunu :D

      aynen semi nereden baktığımıza bağlı her şey her yapılan 6 milyar yorum içeriyor aslından

      Sil