12 Eylül 2013 Perşembe

karalamalar


Pesimistim bu aralar. Tüm bardaklar boş nedense.  Geçmişe köprüler kuruyorum sık sık.

Aklıma geldi ilkokul üçüncü sınıftayken bir komşumuz vardı. Toplam sekiz karo taş sığan bir merdiven  holünün karşısındaydı kapıları. Annesi  babası öğretmen. Tayinle gezen bir aileydi. İki yıl kaldılar ve taşındılar. Kim bilir nereye tayinleri çıktı.

Yaşlarımız aynıydı. Bembeyaz teni gür siyah saçları vardı. “anne salça ekmek salsana”  diye bağıran tayfadan. Ben balkon çocuğu olarak hep izlerdim yukardan.  Gel zaman git zaman farklı okullarda olmamıza rağmen ödevlerdi oydu buydu derken  sekiz karo taşlı koridoru sık sık tepmeye başladık.

El ele tutuşup öyle ders çalıştığımızı hatırlıyorum. Arada öpüştüğümüzü bir de.  Okulda beslenmesini artırıp bana getirirdi bazen.  İlk baharatlı çubuğumu onunla tatmıştım bir beslenme artıkları buluşmasında.  Daha hiç bir şey bilmezken-ki biliyorsunuz ben heteroseksüel bir birleşmenin olabileceğini sekizinci sınıfta öğrendim. Lise de başımdan kötü olaylar geçtiğinde bir erkeğin bir erkek ile cinsi münasebette bulunabileceğini  fark ettim-  bunları yapmak, yapabilmek.” Evet ben eşcinselim” dedirttiriyor bana.

Yeni mi farkına vardın aslanım diyenlere. Yeniden sorgulamaya başladığımı söylemem gerek. Eşcinsellik nedir? Ucu nereye açılan bir tüneldir?  Bu sorular uyku öncesi üstümü örtüyor artık. 

Düşlerimde gemilere binip aramaya gittiğim o akça pakça komşu çocuğunu kim bilir nerelerdedir bilinmez ama. Bana yeniden eşcinsel olduğumu kanıtladı. Bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü zaman da bunu kanıtlayacak.

7 Eylül 2013 Cumartesi

popcorn time

merhaba dostlar

bu gün bir film izledim ve paylaşmak istedim.eşcinsel temalı olan filmimiz tek dilli ve ibranice.daha önce ibraniceyi diğer dillerin eşliğinde duymutuk.ama sadece ibranice bir film izlemek dil kökeni bakımından arapçaya olan benzerliğinden ötürü oldukça tanıdık geldi. sonuçta semavi dilller statüsünde.

filmi izlediğinizde yahudi kültürüne ait öğelerle de karışılaşıyoruz. tesettür, aile içi iletişim, ibadet ve yaşam uyumu gibi kavramlar da gözlemlenebiliyor.

"einayim petukhoth" filmimizin orjinal adı. "eyes wide open" ismiyle ingilizceye çevrilmiş. divxplanette uygun altyazıları mevcut.torrent kullanarak indirip izleyebilirsiniz.

film aslanda hiç yabancı olmadığımız homofobi ekseni etrfında dönüyor. ve mükemmel tespitler yapılıyor.

"tanrı ( Yahve) onu böyle yarattıysa , oda o şekilde ona hizmet etmeli" anlamı taşıyan replik, sadece bir yahudi öğretisi değil, tüm insanlığa ait evrensel bir anlayış olmalı kanaatini pekiştirdi bende.

iyi seyirler dostlar

2 Eylül 2013 Pazartesi

...


İyi  geceler

Bi arkadaşa bakıp çıkıcaktım edasıyla yazıyorum.  Sevgili o gay umarım askere hala gidememişindir ve bu iletiyi okuyorsundur. Geçenlerde bahsettiğin filmi izledim. The perks of being a wallflower  

Şu an yüz bölgemden salgıladığım tüm sıvılar birbirine karışmış durumda. Ne kadar mutlu sonla bitse de 38 defa ard arda dualar boby için i  12 kez de kız kardeşimin hikayesini izlemişim etkisi yaptı. Altın vuruş diye buna derim.

Hemen dön gel de şu askerlikten, daha çok öğreneceğim senden  ( tam kafiye oldu bak bi de)

Görüşmek üzere….



tavşan yazı

merhaba

çok zıplayan bir tavşan yakaladım bu kez. :) o kadar çok konu birikti ki.hepsini anlatayım dedim. sonra biraz dinlenirim belki blog da dinlensin hem

son iki haftadır enerjim yok gibiydi. kardeşimin gazıyla oraya buraya gidiyordum. ama şu son üç gün yedek batarya da işe yaramıyor artık. havalardan herhalde.

eylül girmiş bulunmakta. benim ayımdır eylül. hep süprzlerle dolu. yağmur yağabileceği gibi, güneşte gösterebilir yüzünü. hep şaşırtır beni eylül. küçükken bir tezim vardı. herkes kendi doğduğu ay ı  sever diye düşünüyordum. belki de doğrudur. kimbilir

kardeşimi yolladık istanbula. okucak büyük adam olacak diye bindirdik arabaya ya hayırlısı. büyük adam olmasa da gözümde hep büyük benim. kurban bayramında gelir muhtemelen. memnun kalırsa gelmez belki de.

"graceland" diye bir diziden bahsetmişmiydim bilmiyorum. uzun bir süre izlemeyip biriktirmiştim. ardarda 8 bölüm izleyip altın vuruş yapınca etkisinde kalıyorsunuz. jenerik müziğini çok sevdim. birkaç saniye sürse de hoş ve orjinal. izlemeyenlere tavsiye edilir.

mailime son yazılarım hakkında bir kaç yorum gelmişti. "madem din iman diyorsun. neden buralarda dolaşıyorsun. biscolata erkeklerini paylaşıyorsun" gibi sorular cevaptan daha ziyade bir izah hak ettiğinden değinmeden edemedim. ahireti düşünmem islam kaynaklarna ilgi göstermem insan olduğum gerçeğini değiştirmez. arzular istekler hala mevcuttur. dini bir yaklaşıma sahip olma durumu kusursuzluk beklentisine sebep olmamalı.

geçen hafta toplantılar için izmirdeydim. çalıkuşu mevkisinde bir arkadaşımın evinde kaldım. bir ara depresiften o mekanın ismini duymuştum. bol bol depresifi andım gezerken. ayrıca kemeraltını ve ikeayı da gezdik. kemer altından nefret etsemde ses çıkartamadım. ısınamadım. çok kalabalık olduğundan ya da katlı otaparktan girilince ikinci dünya savaşından kalma boyaya sahip binalarla karşılaşmış olduğumdan olabilir.

ve son olarak, eylülün ilk günü dağa tırmanmaya karar verdik. dört kişi. eğlenceliydi. birkaç resim paylaşmak istiyorum. ayakların olduğu resim sevgili peer ole den etkilenerek çekilmiştir. telif hakkını ödemek lazım.:)