26 Ekim 2013 Cumartesi

yazı çaldım geldim.


dostlar

bildiğiniz haberli olarak bi yazı çaldım.:) ama kopyala yapıştır yapmak da ayıbıma gitti. en iyisi şu yöntem.


TIKLAYIN

görüşmek üzere 


iyi okumalar ...

14 Ekim 2013 Pazartesi

süt liman


Merhaba dostlar

Yaşamak ya da yaşamak diyordum bu sıralar. Fiiliyata dökmek ya da dökmemek.  Med cezir hep .

Yaklaşık iki yıldır mesajlaştığım biri var.  Özgür ruhlu bir sanatçı kendisi. Alanında çalışmaları mevcut. Duygularıyla hareket eden, kıpır kıpır farklı birisi. Şu zaman kadar çokça yazışmamız olmuştur.  Onunla bir konuyu tartışmak konuşmak bende çok farklı etkilere sebebiyet veriyor.

Yaş olarak otuzların ortalarında olmalı. Bende onunla görüşürken süt liman bir denizde ilerliyormuş hissi doğuyor. Kendisi o kadar hareketli ben o derece  agresifken fikirlerimiz birlikte duruluyormuş gibi bir hisse kapılıyorum. Ondan duymadım bunu ama ben böyle algılıyorum.

Bu güne kadar bir birliktelikte hep yapboz ilkesine inandım. Birbirinin zıddı olan parçalar hep bir bütünlük arz eder dedim herkese. Ve şimdi bu mesaj arkadaşıma karşı da “ acaba beni bütüne erdirecek parça bu mu ?” sorusunu sorduruyor yaşadıklarım.

Mantığımı susturamadığım konu ise mesafe. İstanbul da yaşıyor ve hiç yüz yüze görüşmedik. Fotoğraflarımızı gördük seslerimizi duyduk ama ötesi olmadı. Ya büyü bozulursa ? ya bir ömür bile biçemeden bilincimin dinlediği sahili kaybedersem. Bilemiyorum.

Şans dileyin. İşler yolunda gitsin ve İstanbul a taşınayım.  Artık iki varlığı tek yapmak istiyorum. Birbirinde kaybolan bir bütünün yarısı olmak istiyorum.  Umarım o da bunu istiyordur.

Görüşmek üzere dostlarım



9 Ekim 2013 Çarşamba

iş arasında dizi

selamlar

malumunuz "koş koş ımtırak" olduk bu yıl. yorumları bile yanıtlayamıyorum. hepisine külliyen yazıcam.

gelelim nasıl rahatladığıma bu yoğunlukta. daha çok yastığımla haşir neşir oluyorum. malum bir de açık öğretim dersleri var. geçen iki dönemde de yüksek ortalama vardı onu düşürmeme gayreti mevcut. ama herşeye rağmen yeni dizilere de başlamadım değil.

ilki "sleepy hollow". fantastik kurguya sahip dizimiz. büyü, incile atıflar içermekte. bu eksende de devam edecek sanırım. başrol abimiz tam bir nefes kesen. - ya bu arada bundan önceki yazımda ben bahsettim mi? hatırlamıyorum. çaktırmayın artık. -  setler dışında öyle çok gideri olmasa da filmde hakikaten on numara bi dövme şey ettiririz olur yani buyrun efenim görseller

((( görsel ekleyemedim elim ayağıma dolaştı bi tıklarsanız)))





diğer dizimiz" witches of end east" konu bildik. cadılar ifşa olmalar. az biraz sabrina gibi durumlar. bol görsel efekt. ama fantastik severlerin takibine değer. birde hele bir kayın var ki - kızımızın nişanlısının kardeşi oluyor bizim buralarda kayın denir de - oyyyyy oyyyy dersiniz. daha önceden projelerini takip ettiğim birisi. daniel di tomasso rüyaların adamı. neyse.



((( görsel ekleyemedim elim ayağıma dolaştı bi tıklarsanız )))

eşcinselliğini kabul etmiş ama yaşama konusunda tereddütleri olan bir manik depresif olarak ben bol bol fotoraf bakıyorum anca budur :)

dizileri tavsiye ederiz. ek olarak" tvd" nin yan kolu mahiyetli "the originals " ve erotik sahneler barındırmasına rağmen sosyolojik ve psikolojik yönleri ağır basan bir dizi " masters of sex " izlenesi

birde eski dizilerden haven mevcut ki başrol abimiz artık daha bir serkeş rolünde olduğundan sakalları hepten hepten kendimi kötü hissettirmeye başladı. yakında oda rüya misafiri olursa hiç şaşırmam. birde chicago fire başlıcak bu hafta. taylor kinney bakalım imaj değiştirmiş mi?


görüşmek üzere dostlar

5 Ekim 2013 Cumartesi

kanguru yazı :)

merhaba

uzun zaman oldu farkındayım. yazacak şeyler oldu. yazmadım. biriktirmedim de. ama bi yazmak geldi içimden.

öğretmendim. hala öğretmenim ama artık kordinasyon müdürüyüm de . kafamı kaşıyacak anım bile kalmıyor. o sebeple bloglarınızı da takip edemiyorum.

hepten hayırsız çıktım anlayacağınız.

işim dolayısıyla geziyorum sık sık. ankara, antalya, hafta da bir izmir, aydın. derslere girmekten daha yorucu. tabi birde bunun yanında haftasonları da derslere devam ediyorum paslanırım endişesiyle.

herkese ayrı ayrı hal hatır sorasım var. herkese koşasım. manik depresif diyorum kendime. cuk diye oturuyor. geçen ay sönüş balon gibiydim. şuan iş konusunda durmak bilmez bir enerjim var. son üç gün toplamda beş saat uyudum sanırım.

ama iş özel hayata gelince. karınca daha marifetli kaplumbağa daha hızlıdır diyorum. anladınız siz

25 yaşını doldurdum geçtiğimiz günlerde. durup bakıyorum da kendimi hiç de öyle olgun hissetmiyorum. bir yanım ve hatta diğer yanımın yarısı hala zıp zıp sıplayan bir çocuk. çok hayra alamet olmasa da iş konusunda bana baya bir artısı oldu bu durumun.

kelli felli göbeğini örtmek için kullanılan bez ile gemi yelkeni yapılacak öğretmenlere güncel meseler hakkında genç nesil hakkında seminerler düzenliyorum. aydından bir öğretmen " valla hem genç hem güzel konuşuyor.bir yaşıma daha girdim " diyor." aman hocam bir yaşınıza daha girerseniz doğal tarih müzesine göndermek durumunda kalıcaz sizi" diyorum. gülsün mü laf mı söylesin bilemiyor.

eşcinsellik konusunda hala bi bocalama içerisindeyim. önümü göremiyorum. şu sosyalojiyi bitirip, aile danışmanı olmayı bekliyorum. bu şekilde manisadan uzaklaşabileceğim. yeni bir atmosfer beni kendime getirecektir. sorunum eşcinselliğin kabulu değil. pratik hayatta bunu yaşamak mı yaşamamak mı? çünkü iki başlı olmak çok yıpratıcı

havalar soğudu kendinizi koruyun dostlar. seyrek yazsam da aklımdasınız.
güzel günler hepimizin olsun.