kendimi resmen öğretmen ilan edebilirim artık. faranjit olmuşum :) kalbim boynumda atıyor sanıyorum şu an. iki gün konuşma istirahati verdiler.
dolayısıyla hastaneye gitmiş oldum. her ne kadar teyzemin rahatsızlığı sebebiyle sık sık hastanelere gitsem de bu seferkinde refakatçi rolünden çıkıp hasta psikolojisiyle gözlem yaptım.
üniversitedeyken de sık sık hastaneye gider acil girişinde bekler. hastaları izlerdim. tepkileri.
gilbert hastalığı teşhisi konulmazdan evvel sürekli olarak hastaneye gidiyordum. sonra alışkanlık yaptı sanırım :)
dün akşam da hastanedeydim. ders çıkışı konuşamayacak kadar öksürünce gidelim dedik ve nur topu gibi faranjitimizle geri döndük. kan tahlillerini beklerken bir kadının bağırışıyla boğazımı unutup o yöne gittim. üniversite öğrencisi, adı fikret miş. kalp krizi dediler. benden küçüktür muhtemelen. kız arkadaşıydı sanırım bağıran kadın. hayat doluydun neden gittin muhabbetleri
aşırı hastaneye gidince bu tip vakalar önemini yitirdi gözümde. bir de doğudaki ağıtların yanında hanım kızımızın bağırışları telefonların tek bip özelliği gibiydi.
hemen hemen aynı sırada. birkaç olay birden gelişti. arkamdan koşturan hemşire ve sağlık görevlisi beni sedyeye yatırmak için geliyorlar. eş zamanlı olarak intihara meyilli yanım güzellik uykusundan uyanıp şöyle saçlarını salladı bir.- bunu günde üç beş kere yapar adeti-
hemşireler kan sayımındaki bilirubin yüksekliğinden beni sarılık zannetmişler. hemen yatış yapmamız gerekli dediler. halbuki benim kan sayımım hep öyle :)
içimdeki güzelliği ile beni mest eden intihar canavarı yine aynı teranneyi okuyordu ama boşta bulunup kulak verdim o karmaşa da gecem zehir oldu melankolik olarak takıldım bütün gece.
ben azraille tanışmayı bu kadar isterken gencecik insanlara konuk olması çok ağırıma gitti açıkçası. evet bol intihar geçmişine sahibim. psikiyatristim bıkmadan her ay telefon açar yaşıyor musun diye. maalesef cevabıyla gülüşürüz.
her şeye direnmek bu kadar zorken. bazı toplum kurallarına, isteklere, çoğu değere, öğrencilerin ailelerine direnmek gerekirken çokça olguya bir de kör olmayasıca küresel ısınma ortamında kutup ayısı olasıca intihar meylime direnmek işleri daha da bir girift hale getiriyor.
denemem o ki eğer bir kere intiharı denerseniz ikincisini yapmak çok daha kolay lütfen ilkini yapmayın sonra uyuşturucu gibi hayat tünelinde sürekli yangın çıkışı arar durursunuz. üç olan enerjinizin birini bu kuralsız çıkışı kullanmama adına heba edersiniz. gereksiz hele hele toplumun eşcinsellere - belirli kıstaslar dahilinde- bu kadar ihtiyacı varken
görüşmek üzere efendim