31 Mayıs 2013 Cuma

göklerde baş tacı olmak...

selamlar dostlar

bir müddet şehir dışındaydım. öncelikle yüksek lisansım için Diyarbakır a oradan da Yiğidimin eşyalarını hazırlamak için Vana geçtim.

Diyarbakır a giderken havaalanı adetim olan D&R ziyaretlerim sırasında Murathan Mungan ın elimde olmayan bir eserini fark ettim ve hemen yapıştım kitaba mal bulmuş mağribi gibi...

"Bir dersim hikayesi" bahsettiğim kitap. eser Murathan Mungan ın derlediği hikayelerden oluşuyor. yaklaşık 25 yazarın kaleminden süzülen anılar hikayeler mevcut eserde.

kitabın ortalarına doğru "lori lori "isimli bir hikayeyi okuyunca bildiğiniz şavtım kaydı. çönce ağzım yüzüm birbirine girdi. sonra gözyaşı seli. tam koridor kıyısındayım ağlayışım canlı yayın gibi. birkaç saniye gecikme ile çevreme yayılıverdi. diğer seride oturan 60 lı yaşlardaki teyzem "Annesini özledi herhal" minvallinde bir kaç söz söyleyince kendime yediremedim. kitabı uzattım. Okudu.

Okudu ama benden beter ağlamaya bana sarılmaya daha önce işitmediğim bir Kürtçeyle birşeyler söylemeye başladı. şaşırdım açıkçası. "kürt değilim kürçem yok denecek kadar az anlamadım özür dilerim" deyince  daha bir içli ağlamaya başladı teyzem. " vay benim atama ağlayan benim başım tacıdır" diyerek hepten bir sarılmaya başladı.

sonra muhabbete başlayınca ortaya çıktı herşey. konuştuğu dil zazaca. Diyarbakır da pek kullanılmaz. annesi dersimliymiş. 38 olaylarında zonguldağa sürülmüşler. detaya çok girmedi. ama belli acısı dillere sığamıyor. annesi korkudan zazaca yı unutmuş. bu teyzem - ismini sormak hiç aklıma gelmedi- kocasından öğrenmiş kimliğini anne dilini kocasından öğrenme bahtsızlığını yaşamış.

göklerde başlara tac olmak da varmış dedim yere ayak basar basmaz. hikayedeki meşe kütükleri ruhuma ruhuma hala inmekteydi. oluşan morluklara uçaktaki teyzem merhem sürüyor sürerken de "ya hızır ya ali " nidalarıyla tez elden şifa çağırıyordu.

kitabı ilk fırsatta okumanızı rica ediyorum dostlar
sağlıcakla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder