21 Mayıs 2013 Salı

kokular

İstanbul'u severim. Hem de çok severim. Yorucu şehir derler, yıpratır derler, para yetmez derler. Katılmam. Sadece vapurla karşıya geçmek bile tüm günün yorgunluğunu alabilir benden. O derece yüzme bilmeyen bir deniz meraklısıyım!

İstanbul'u araştırırken eski kaynaklarda "İstanbul'un rengi erguvan, kokusu ıhlamurdur. " ibaresini okudum. Erguvanlarla hiç tanışamadım. ama ıhlamur, koku ....

Manisa malumunuz küçük bir şehir. Büyükşehir olması durumu biraz karıştırsa da zihinleri doğu batı yönünde uzun kenarı yerleşmiş bir dikdörtgendir Manisa. Evim ve işim ise aşarı yukarı bu dikdörtgenin iki kısa kenarına konumlanmış durumda. Yirmi beş dakika da yürüyerek gidiyorum işime. "Anaaa ne bıdık şehir", "Şehir mi abi o bildiğin kasaba" diyenler olabilir. Uzun kenarı da hemen hemen aynı tempo ile yürüyerek dört saat sürüyor.

Tekrar konuya dönelim. Kokulara karşı gerçekten zaafım var. Beyaz sabun da dahil olmak üzere çok enteresan koku zevklerim mevcut. Dolayısıyla dedemin Osmanlıca kitabını okurken rastladığım bu ibare burun hafızamı harekete geçirdi. Ev iş arası bol yeşillikli bir yol. Zaten Manisa'nın geneli yeşildir. Üç hafta evvel büyülenmiş halde bir iğde ağacından diğerine seğirtirdim. Mükemmel bir koku. Acaba dedim Manisa nın kokusu da "iğde" midir ? Burnun tekrar çalışmaya başladı.

İğdelerden yaklaşık bir hafta sonra hanımelleri açmaya başladı. Misler gibi huzur verici bir koku. Nane görmüş kedi gibi yapışıp kalıyorum hanımellerine. Ama çok uzun sürmedi. Bu gün yol üstünde açmasını beklediğim ıhlamurlar çiçeklenmiş. Hanımellerini bastırmış.

Böyle koku şöleninin yaşandığı bir yolla mekik dokuyorum ev ile iş arasında. Elbette bu kendine münhasır kokuların yanında vurgulayıcı tonlar da yok değil.

Yolun hemen yanındaki ilköğretim okulu eğer teneffüsteyse, bu kokulara biraz ekşimsi ter kokusu ekleniyor. Namaz vakitleri cami çıkışlarında biraz esans rayihası etkileniyor. Bu arada çok güzel bir koku yakaladım geçen bir Hacı Amca nın üzerinde yüzsüzlük edip sordum. " tefarik" dedi. Araştırdım. Sonbahar kokusu olarak geçiyor. keskin bir koku. ıslanmış toprağı hatırlatıyor.

Patrick Süskind in yazıdığı Koku romanını tekrar okuyasım geldi.

Bol kokulu günler dostlar

8 yorum:

  1. Erguvan ağacını çok severim. Bizim caddeye de bazı yerlere ekilmişti yıllar önce. Onun çiçeklerinin fuşya rengine bayılıyorum.

    Ihlamur ve iğde kokusundan nefret ederim. Bir de melisa. Bu kokuları duyunca sinirlerim bozulur ve acayip gerilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet depresif
      derler ki İstanbul da erguvan zamanı bir boğaz turu yapılmalıymış. Düşünsene mavi yeşil ve erguvan rengi

      o kokuları sevmemenin nedeni muhtemelen çocukluğundur. hem iğde hem ıhlamur hastalık anlarında kullanılır maalesef. dolaylı olarak seni geriyordur.

      anneannem rahmetli iğde sürgünlerini eve getirir vazoya koyardı. ıhlamur zaten haftada üç bilemedin iki akşam içeriz anne oğul karşılıklı. o yüzden bende hep güzel anıların tahayyülüne sebebiyet verir bu rayihalar

      Sil
  2. Şu an mutfaktan bizzat kendi ellerimle yaptığım havuçlu,kuru üzümlü kekik kokuları gelmekte.Pişmiş olsa gerek,gidip bakmalı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. meyveli keklerin kokuları da mükemmeldir. yazıyı okurken böyle kokuların burnunu şenlendirmesi iyi bir tevafuk olmuş sevindim beyaz

      Sil
  3. Kek olacaktı o,kekik nereden çıktı yahu :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne güzel hazır lafı açılmışken kekikten de bahsedelim. tam taze kekik mevsimi. tırmanmayı sevenler varsa kendileri toplayabilir. ben öyle yapıyorum.

      iki hafta evvel kardeşimle spile tırmandık bu yağmurlardan önce. -spil manisa nın güneyindeki dağ. kuzey güney eksenli olarak gelişememsinin sebebi budur. kuzeyi de gediz ovasıdır.- dört beş demet topladık kekik. benim çok zeki tembel kardeşim topladığı bir avuç kekiği benim kapüşonlu sweetimin kapüşonuna koymuş. hava güzel olduğundan kafamı örtmeme gerek kalmamıştı. eve geldik. kirli sepetine tıktık tabi çamaşırları. ertesi gün yıkamak için sepeti açıyorum kekik. acele etmiştim silkelemeden makineye attım. çıkan çamaşırlar kekik kokuyor. haftalardır çıkmadı banyomuzdan kekik kokusu annemin onca kimyasalına rağmen :)

      Sil
  4. Kokulara karşı ben de çok hassasım. Koku ile birlikte olaylar, insanlar hatırlarım.
    Lavanta kokusunu çok severim, rahatlattığı söylenir.
    Manisa kutu gibiymiş gerçekten:) Bursa belki daha büyük ama kafa gereği koca bir köy aslında:)
    Not: Ortaya çıktığına sevindim, umarım kesintinin nedenleri giderilmiştir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. merhaba semi
      kesintinin sebebini önümüzdeki yazıda aktarmayı planlıyorum. sancılı bir süreçti.

      koku hafızası şu sıralar bilişsel psikologların en gözde tartışma alanı. görmeden daha kalıcı. ben mesela rahmetli babaannemin ekşili köftesi - biz cambilik köfte deriz- vesilesiyle çokça sofrayı aklımda canlandırabilirim şuan kimler vardı ne konuşuldu :)
      lavanta çok gevşetici bir koku. ben psikolojik tedavim sırasında lavantayı çok sık kullandım. tütsü yağ sabun olarak hatta hala bazı çamaşırlarımın arasında lavanta kesesi mevcuttur. -babaannemden alışkanlık-
      bursa yı çok gezdim ancak şehir olarak ve maalesef yapılar yaşayanlar hakkında çok şey anlatmıyor dolayısıyla büyük köy olma durumunu hiç gözlemleme fırsatım olmadı. umarım olur bir gün ama :)

      Sil