17 Ağustos 2013 Cumartesi

ortaya karışık


Merhaba

Şu son iki gün doğumu ne kadar enteresan bir kişilik olduğumun kanıtı gibi. İstanbul, gezmek, arkadaşımla yaptığım eşsiz sohbetler. Hepsinin yanında mısır. Ve bunlara ilave bir yanımın aşık olma çabası. Üstelik bir heteroseksüele

Ya diyorum ben de kişilik bölünmesi var. Ya da hiçbir duyguyu dolu dolu yaşayama, etkinse girememe,  tüm evlerin sadece koridorlarını dolaşma gibi  enteresan bir huyum var. Karar veremedim.

Şuan şiddetli yağmur başladı. Hava da benim gibi sanırım; bir güneş, bir yağmur.

İstanbul da son günümü arkadaşımın tatili bitmesinden dolayı onun işyeri civarında geçirdim. Akvaryum merakım turkuazoo ya çekti beni. Daha önce gitmiştim. Ama erkek arkadaşımlaydım. Balıklardan ziyade onu izlemiştim. Bu seferinde balıklar ve ben vardık. Vatozlara bakıp bakıp “ suyun içerisinde bile uçabiliyorlarsa, ben eşcinselliğimle mutlu da olabilirim. Arzularıma, bir aile kurmaya, yaşadığım coğrafya içerisinde topluma entegre olmuş bir eşcinsel profiline sahip olabilirim.” Dedim.


Tabiî ki ikea yı gezdim. Bal peteği şeklindeki aynalardan alıp Manisa ya getirdim.-sanki İzmir de yokmuş gibi- hemen bir fotoğrafını çektim.  Gece 22:30 da da geri dönüş başladı.

Bunlar olurken aklım hep mısırdaydı. Ölenler. Öldürenler. Tek yaptığım dua etmek oldu.  Ötesine kudretim yetmedi. Gözümden yaş sızdı arada. O kadar. Ve çok daha fazlasını hak ettiklerini bilip yapamamanın burukluğu oturuverdi gizliden göğsüme.

Bunların yanında arkadaşımın iş arkadaşı vardı. Takılırdık bazen arkadaşımla.” Sana bunu ayarlıcam “ derdi. Fiziksel olarak çekici biriydi. Tanıştık.  Ve o an gitti kafam.  Fiziksel olarak etkilemenin yanında ruhsal olarak da kuşattı beni. Bilinmezlik içinde. Gözlerinden bir derdi olduğunu okunmaktan öte direk izleniyor. Sigara üzerine sigara. Kapalı bir kutu. En son giderken tokalaştık görüşürüz dedim. Onun ne dediğini hatırlamıyorum.kulaklarım uğulduyordu. Yol boyunca ilgimi çekebilecek onlarca erkek görsem de birine bile bakamadım. ve rüyalarıma konuk olmaya başladı. Adını koymak zor ama tutuldum sanırım. İstediğim tek şey huzurlu uykusunda onu izlemek. Eksiklerini tamamlamak. ötesi yok.  Uzun zamandır hissetmediğim duygulardı bunlar.

Bir de heteroseksüel olması, bir daha görüşme ihtimalimizin çok zayıf olması gibi durumlar platonik ötesi  bir sancı olduğu olgusunu da ekliyor.


Bu üç duygunun kesişiminde yazıyorum size. İster kişilik sorunu değin ister yüzeysellik. Bu üç duyguyu da aynı anda hissediyorum. Bir arkadaştan ayrılmak, bir ülkede mazlumların acı çekmesi, birine aşka benzer duygular beslemek. İyi bir karışım değil mi?

Görüşmek üzere dostlar.

2 yorum: