Merhaba
Şu son iki gün doğumu ne kadar enteresan bir kişilik
olduğumun kanıtı gibi. İstanbul, gezmek, arkadaşımla yaptığım eşsiz sohbetler. Hepsinin
yanında mısır. Ve bunlara ilave bir yanımın aşık olma çabası. Üstelik bir
heteroseksüele
Ya diyorum ben de kişilik bölünmesi var. Ya da hiçbir duyguyu
dolu dolu yaşayama, etkinse girememe, tüm evlerin sadece koridorlarını dolaşma gibi enteresan bir huyum var. Karar veremedim.
Şuan şiddetli yağmur başladı. Hava da benim gibi sanırım;
bir güneş, bir yağmur.
İstanbul da son günümü arkadaşımın tatili bitmesinden dolayı
onun işyeri civarında geçirdim. Akvaryum merakım turkuazoo ya çekti beni. Daha önce
gitmiştim. Ama erkek arkadaşımlaydım. Balıklardan ziyade onu izlemiştim. Bu seferinde
balıklar ve ben vardık. Vatozlara bakıp bakıp “ suyun içerisinde bile
uçabiliyorlarsa, ben eşcinselliğimle mutlu da olabilirim. Arzularıma, bir aile
kurmaya, yaşadığım coğrafya içerisinde topluma entegre olmuş bir eşcinsel
profiline sahip olabilirim.” Dedim.
Tabiî ki ikea yı gezdim. Bal peteği şeklindeki aynalardan alıp Manisa ya getirdim.-sanki İzmir de yokmuş gibi- hemen bir fotoğrafını çektim. Gece 22:30 da da geri dönüş başladı.
Bunlar olurken aklım hep mısırdaydı. Ölenler. Öldürenler. Tek
yaptığım dua etmek oldu. Ötesine kudretim
yetmedi. Gözümden yaş sızdı arada. O kadar. Ve çok daha fazlasını hak
ettiklerini bilip yapamamanın burukluğu oturuverdi gizliden göğsüme.
Bunların yanında arkadaşımın iş arkadaşı vardı. Takılırdık bazen
arkadaşımla.” Sana bunu ayarlıcam “ derdi. Fiziksel olarak çekici biriydi. Tanıştık.
Ve o an gitti kafam. Fiziksel olarak etkilemenin yanında ruhsal
olarak da kuşattı beni. Bilinmezlik içinde. Gözlerinden bir derdi olduğunu
okunmaktan öte direk izleniyor. Sigara üzerine sigara. Kapalı bir kutu. En son
giderken tokalaştık görüşürüz dedim. Onun ne dediğini hatırlamıyorum.kulaklarım
uğulduyordu. Yol boyunca ilgimi çekebilecek onlarca erkek görsem de birine bile
bakamadım. ve rüyalarıma konuk olmaya başladı. Adını koymak zor ama tutuldum
sanırım. İstediğim tek şey huzurlu uykusunda onu izlemek. Eksiklerini tamamlamak. ötesi yok.
Uzun zamandır hissetmediğim duygulardı bunlar.
Bir de heteroseksüel olması, bir daha görüşme ihtimalimizin
çok zayıf olması gibi durumlar platonik ötesi bir sancı olduğu olgusunu da ekliyor.
Bu üç duygunun kesişiminde yazıyorum size. İster kişilik sorunu değin ister yüzeysellik. Bu üç duyguyu da aynı anda hissediyorum. Bir arkadaştan ayrılmak, bir ülkede mazlumların acı çekmesi, birine aşka benzer duygular beslemek. İyi bir karışım değil mi?
Görüşmek üzere dostlar.
:/
YanıtlaSil:/
YanıtlaSil